TPAO'da yeniden
yapılanma (bozulum-deformasyon) ve taşeronlaştırma saldırısı!..
BÜTÜNSEL DÖNÜŞÜM
PROGRAMI'NA KARŞI TPAO'YA SAHİP ÇIKIYORUZ
Türk Petrol
Kanunu'nun yürürlüğe girmesinin ardından sıra TPAO'nun yeniden
yapılandırılmasına geldi. Bu sürecin yol haritası, Bütünsel Dönüşüm Programı
adıyla sunuldu. TPAO'yu parçalayıp zayıflatarak özel sektör mantığıyla
yönetilen bir şirket haline getirilmesine karşı Petrol-İş, TPAO'ya sahip
çıkıyor.
Geçen yıl Türk
Petrol Kanunu yasalaşmıştı. Petrol sektörünü yerli ve yabancı sermayenin etkin
olduğu buna karşılık kamu şirketi TPAO'nun konumunun zayıflatıldığı o Kanun'un
yasalaşmasının ardından sıra TPAO'nun yapısal olarak dönüştürülmesi sürecine
geldi. Her ne kadar hükümet yetkilileri ve bürokratlar, TPAO'nun atılım yapması
için bu sürece girildiğini iddia ediyorsa da, gündeme getirilen "Bütünsel
Dönüşüm Programı" ile birlikte TPAO'nun yapısal olarak parçalanması,
hizmet alımlarını arttırarak taşeronlaşmanın artması ve daha önce devletin bir
politika aracı olan TPAO'nun iddiasızlaştırılması gündeme getirilmiş oluyor.
Ayrıca önümüzdeki dönemde TPAO bazı sermaye gruplarının önünü açacak şekilde
koltuk değnekliği rolüne soyunduruluyor.
TPAO
Yönetimi'nin sunduğu gerekçeler
TPAO Yönetimi,
Bütünsel Dönüşüm Programı'na neden gerek duyulduğunu çalışanlara ilettiği
yazılarla ortaya koydu. Yönetim bu programı şu şekilde gerekçelendiriyor:
TPAO'nun
planlanan sondaj öncesi arama, sondaj ve üretim faaliyetleri gerçekleştirmesine
rağmen üretim ve rezerv seviyesinin arttırılamaması, TPAO'nun bu nedenle içine
girdiği durağanlığa son verilmesi gerekliliği,
Türk Petrol Kanunu'nun yürürlüğe girmesi ile TPAO'nun daha rekabetçi bir piyasada faaliyet göstermeye başlayacak olması ve bu durumun kurumu rekabetçiliğe zorlaması,
Gençleşen TPAO istihdamının yeni bir insan kaynakları politikası ile şirketin yapacağı atılıma hazırlanması,
TPAO'nun bir marka haline getirilmesi, enerjide arz güvenliği ve ekonomiye daha fazla katkı vermesi anlamında devletin diğer kurumlarının TPAO'dan beklentileri.
Türk Petrol Kanunu'nun yürürlüğe girmesi ile TPAO'nun daha rekabetçi bir piyasada faaliyet göstermeye başlayacak olması ve bu durumun kurumu rekabetçiliğe zorlaması,
Gençleşen TPAO istihdamının yeni bir insan kaynakları politikası ile şirketin yapacağı atılıma hazırlanması,
TPAO'nun bir marka haline getirilmesi, enerjide arz güvenliği ve ekonomiye daha fazla katkı vermesi anlamında devletin diğer kurumlarının TPAO'dan beklentileri.
TPAO
Yönetimi'nin genel itibariyle yukarıdaki argümanlarla gerekçelendirdiği
Bütünsel Dönüşüm Programı'nı hayata nasıl geçireceğini ise şöyle formüle
ediyor:
TPAO, arama ve
üretim odaklı bir şirket haline getirilecek ve yabancı şirketlerle
ortaklıklarla yurtdışında yeni alanlara açılacak,
TPAO bünyesinde gerçekleştirilen servis ve destek faaliyetleri, proje bazlı çalışacak yeni kurulan servis şirketine devredilecek. TP Oilfield Service Company adı verilen bu servis şirketi, özel sektör mantığıyla çalışacak ve performansa dayalı bir istihdam politikası benimsenecek,
TPAO'nun bütününde İnsan Kaynakları politikaları yeniden yapılandırılacak ve kamu istihdamı mantığı terk edilerek özel şirketlerdeki klasik İnsan Kaynakları yaklaşımı adapte edilecek,
Petrol Akademisi kurulacak.
TPAO bünyesinde gerçekleştirilen servis ve destek faaliyetleri, proje bazlı çalışacak yeni kurulan servis şirketine devredilecek. TP Oilfield Service Company adı verilen bu servis şirketi, özel sektör mantığıyla çalışacak ve performansa dayalı bir istihdam politikası benimsenecek,
TPAO'nun bütününde İnsan Kaynakları politikaları yeniden yapılandırılacak ve kamu istihdamı mantığı terk edilerek özel şirketlerdeki klasik İnsan Kaynakları yaklaşımı adapte edilecek,
Petrol Akademisi kurulacak.
TPAO Yönetimi,
yeniden yapılandırmayı içeren Bütünsel Dönüşüm Programı'nı neden ve nasıl
hayata geçireceklerini bu şekilde ifade ederken aslında programın hangi
amaçları taşıdığını perdelemeye çalışıyor. Bu programın bir zorunluluk olduğuna
işaret etmeye çalışan TPAO Yönetimi, çalışanları bir algı yönetimi ile bu
programa ikna etmeye çalışıyor.
Program aslında
neyi amaçlıyor?
Bütünsel Dönüşüm
Programı, bir bölümü TPAO Yönetimi tarafından açıkça ifade edilen ancak bir
kısmı ise doğrudan açıklanmayan amaçlara sahip bir yeniden yapılandırma
programıdır.
Program, geçen
yıl yasalaşan Türk Petrol Kanunu sonrasında petrol sektörünün serbestleştirilmesi
ile birlikte kamu kuruluşumuz TPAO'nun da bir özel şirket mantığıyla
yönetilmesi ve bu doğrultuda faaliyetlerini yürütmesi için hazırlandı.
Programın önemli
bir boyutunu bir servis şirketinin kurulması oluşturuyor. Buna göre TP Oilfield
Service Company adını taşıyan ve yurtdışı merkezli yeni bir iştirak kuruldu.
Daha önce TPAO çatısı altında yapılan sondaj, kuyu tamamlama hizmetleri, sismik
gemi dâhil jeofizik operasyonlar, çimentolama, log ve çamur operasyonları gibi
faaliyetlerin yeni servis şirketi tarafından gerçekleştirilmesi öngörüldü. Yani
bu faaliyetler TPAO'dan alınarak özel sektör mantığıyla çalışacak farklı bir
şirkete devredilmek isteniyor. Bu TPAO'nun zayıflatılmasından ve
parçalanmasından başka anlama gelmiyor. Özelleştirme politikalarıyla dikey
entegre yapısı zaten parçalanmış olan TPAO, her ne kadar aksi iddia edilse de,
bir kez daha parçalanarak zayıflatılmak isteniyor.
Program ile
TPAO'nun yabancı petrol tekelleriyle ortaklık yapması ve bu yolla yurtdışı
faaliyetlerini güçlendirmesinin hedeflendiği belirtiliyor. Oysa, parçalanan
TPAO, dikey entegre yapıya sahip petrol tekelleri karşısında rekabet gücünü
yitirecek ve yerli-yabancı sermayeye koltuk değnekliği yapmak durumunda kalacak
bir TPAO demektir.
Programda
TPAO'nun petrol sektörünün en riskli alanı olan arama ve üretime odaklanması
hedeflenirken ve kamu elinde dikey entegre yapıya kavuşturulması vizyonundan
bütünüyle uzaklaşılması anlamına geliyor. Bütünsel Dönüşüm Programı, TPAO'nun
adım adım özelleştirilmesinin zeminini hazırlayacak bir yol haritası olarak
görülmelidir.
Program ile
amaçlanan TPAO'yu kamu yararı doğrultusunda faaliyet gösteren bir kamu kuruluşu
olmaktan çıkarıp verimliliğe odaklı, istihdamı esnek ve güvencesizleştirilmiş
bir şirket haline getirmektir. İstihdam ve personel politikalarının da özel
şirket mantığıyla oluşturulması öngörülüyor. Daha önce TPAO bünyesinde TPIC
vasıtasıyla denenen, şimdi tüm TPAO için gündeme getiriliyor.
Başta yeni
kurulan servis şirketi olmak üzere TPAO'nun bütününde yeni bir İnsan Kaynakları
politikası benimseneceği anlaşılıyor. Kişisel Olarak Kariyer Planlaması
ve Hedef Bazlı Performans Sistemi'ne geçileceği belirtiliyor. Bu uygulamalar,
bir kamu kuruluşu olan TPAO'da uzun yıllardır çalışanların özlük haklarının korunması
ve geliştirilmesi, çalışma barışının sağlanması ve kamu istihdamı
güvencelerinin sürdürülmesi için çalışanlar adına Petrol-İş'in taraf olduğu bir
toplu sözleşme sistemini aşındıracak uygulamalar olarak öne çıkıyor. “Bütünsel
Dönüşüm Programı'nın, toplu sözleşme sistemini de içeren kamu istihdam rejimini
bozacak ve TPAO'da iş güvencesini zayıflatacak uygulamalar içerdiği görülüyor.
Petrol-İş
TPAO'ya sahip çıkıyor
Petrol-İş
Sendikası, TPAO'da gündeme getirilen Bütünsel Dönüşüm Programı'na karşı tavrını
sürecin başından itibaren net bir şekilde ortaya koydu. TPAO'yu parçalayarak
zayıflatacak, kurumda taşeronlaşmanın önünü daha da açacak ve iş güvencesini
ortadan kaldıracak bu programa karşı, kamu petrol şirketimize sahip çıkarak
TPAO'yu güçlendirecek asıl yol haritasına işaret ettik.
1980'li yıllarda
özelleştirme ve serbestleştirme politikalarıyla dikey entegre yapısı
parçalanan TPAO'nun faaliyet alanı, petrol/doğal gaz arama, sondaj ve
üretim ile sınırlı hale getirilmişti. Şimdi ülkemizin gözbebeği kamu kuruluşumuzun
mevcut yapısının da parçalanmasına izin vermeyeceğimizi belirttik. Çünkü,
petrol sektöründe şirketleri bölüp parçalayarak rekabet gücü kazanmak mümkün
değildir. O nedenle yeni kurulan servis şirketi eliyle yapılacağı belirtilen
sondaj, kuyu tamamlama hizmetleri, sismik gemi dâhil jeofizik operasyonlar,
çimentolama, log ve çamur operasyonları gibi faaliyetlerin tamamının bugüne
kadar olduğu gibi TPAO tarafından tek çatı altında sürdürülmesi gerekiyor.
Bununla birlikte
TPAO yönetimi ve siyasi irade, TPAO'nun dikey entegre yapıya yeniden
kavuşturulabilmesi yönünde bir hedefle hareket etmelidir. Bunun için TPAO'nun
hem kurumsal yapısı hem de eksik kadroları tamamlanarak istihdam yapısı
güçlendirilmelidir. Dikey entegrasyonun sağlanması için ilk adım, iki kamu
kuruluşumuz TPAO ve BOTAŞ'ın birleştirilmesi olmalıdır.
TPAO'nun,
siyasal müdahalelerden uzak, özerk bir şekilde faaliyet göstermesine ve hızlı
kararlar almasına olanak sağlayacak bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Ancak
bunun için, TPAO’nun özelleştirilmesi hiçbir şekilde düşünülmemeli, TPAO’yu
güçsüzleştirecek her türlü düzenlemeden ise kaçınılmalıdır.
Bu görüşlerle
oluşturulan ve yerelden ülke geneline doğru örülmesine karar verilen eylemlilik
süreciyle Petrol-İş, önce üyelerimizi bilgilendirerek Mayıs ayı başından
itibaren programa karşı etkin bir mücadele süreci ördü. (25.08.2014)
Aşkın Süzük /
Petrol-İş Araştırma Servisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder